Ve Allah (C.C) buyurdu ki:

İMAN EDEREK SALİH AMEL İŞLEYENLERİN HATALARINI AND OLSUN Kİ ÖRTERİZ VE ONLARI YAPTIKLARI AMELLERDEN DAHA GÜZELİ İLE MÜKAFATLANDIRIRIZ. (Ankebut, 7)

GÜNÜN SÖZÜ

İNSANLARA MERHAMET ETMEYENE ALLAH (C.C)MERHAMET ETMEZ...
Hadis-i Şerif

DUR!BURADAN ÖTEDE RİSK VAR!!!

HOŞGELDİN...AMA BURADAN SONRASI SENİN İÇİN HOŞ OLMAYABİLİR...DİKKATLİ OL...
Ben bir miktar suydum,
Yatağımı arıyordum,
Bulacaktım ama;
İzin vermediler,
Kim mi?
Herkes...

18 Kasım 2010 Perşembe

"You don't get to 500 million friends without making a few enemies."


       "You don't get to 500 million friends without making a few enemies."
        Filmin etkileyici alt başlığı bu cümleydi.Beş yüz milyon arkadaşınız olacaksa birazda düşmanınız olacaktı.
       Facebook sitesinin kuruluşunun hikayesini anlatan bir filmi izlerken ekranda beliren "1 mail aldınız:......... Doğan Facebookta sizinle arkadaş olmak istiyor" iletisi filmin geri kalanını izlerken heyecanımın ve dikkatimin artmasını sağladı.Facebook'un filmini izlerken Facebook'tan mesaj alıyordum.İzlediğim film hayatımın içerisindeydi ve gerçekti.En acı yanıda buydu sanırım.Bir hikaye değildi anlatılan.Bir gerçekti.Biri Facebook denen o şeyi ortaya çıkarmış ve bu sayede en genç milyarder olmuştu.Filmde on dokuz yaşında bir tıfıl bir fırlamayı nasıl milyarder yaptığımız anlatılıyordu ve ben filmi izlerken Facebookta beni ekleyen şahsı merak ediyordum,filme ara verip Face'ime girip ,hesabımı kontrol ediyordum.İşte böyle milyarder yapmıştım.İşte şu parmaklarla ve tuşlarla.Benim siteye her giriş çıkışım Zuckhenberg'in cebine "bol sıfırlı dolarlar"olarak giriyordu.Parmaklarım Zuchherberg'in cebini doldurmak için çalışıyordu.Bunu farkettim ben ve filmi izlerken  ne düşüneceğimi bilemedim.
     İşte size küresel cemaat kültüründen eşsiz bir örnek.İçimizde ki bazı dangalak aydınların kulağına küpe olması gereken bir fenomendir Facebook.Cemaat olgusunu Türkiye'ye mahsus ilkel bir geri kalmışlık ögesi gibi algılayan dangalak aydınlara bu filmi izlemek fayda sağlayabilir...Facebook'u doğuran neden küresel cemaat kültürüdür.Birileri bir şeye rağbet gösterirse ardından rağbet gösteren sayısı artar.Bu sayı arttıkça artış hızlanır.Sonra hızlanarak hızlanır.Doyuma ulaştığı noktada ortaya böyle dudak uçuklatıcı rakamlar çıkabilir:İki yüz elli ülke ve beş yüz milyon üye.İster dini olsun isterse dünyevi,cemat sosyal bir sahadır ve insanın doğasında olan özdür.Tek başına olamama ve biraraya gelme ihtiyacıdır cemaat.Zuckerberg alanında dahi bir uzman olmasının yanında cemaat denilen olguyu yerinde tespitlerle destekleyerek girişimini küresel ticari bir başarıya dönüştürmüştür.Filmde anlatılan gerçek hikayenin can alıcı repliği de işin bu yanına,etkili bir örnektir:"Okulda ki sosyal ortamı internete taşıyacağız"
     Zucherberg işe ilk olarak kendi okulunda ki öğrencileri elde ederek başlar.Bunu tamamladığında diğer okulların öğrencilerini de elde edebileceği gerçeğine ulaşması zor olmamıştır O'nun için.Amerikada ki öğrenciler elde edildikten sonra da diğer insanlar...Sonra diğer ülkeler...Aşama aşama ve hızla ulaşılan bilanço:İki yüz elli ülkede beş yüz milyon üye...Çünkü ülkeler ,kültürler ne kadar farklı olursa olsun insan ve onu oluşturan öz aynıdır.Sosyal olmak insanın özüdür.Sosyalleşmeyi kolaylaştıracak yatırımlar insanın özüne hitap eder ve ticari başarıda kilit rolü oynar.Üstelik Facebook internet sosyalleşmesinde öncüdür.Sanal sosyalleşme sosyalleşmenin en zahmetsiz alanıdır.Bunun için partilere,toplantılara,pahalı elbiselere,hediyelere gerek yoktur.Para kaybetmeden,evinizde,odanızda,özgür ortamınızda,oturduğunuz yerden bir cemaatin üyesi oluverirsiniz.İşte Facebook budur."Connecting people"sloganını cep telefonlarından ,kahvehanelerden,partilerden vesair diğer tüm cemaat alanlarından daha çok hakeden bir fenomendir Facebook.Bilişim çağının yeni nesil cemaatinin adıdır.Ve onu vareden insanlardır.Nieztche'nin tespitiyle "Bir şey ne kadar değerli olursa olsun kendini sergileyecek alan bulamadan varolamaz."
   Doğrusu Facebook'un filmini izlemenin bende çok şeyler çağrıştıracağını biliyordum.Facebook hikayesini de defalarca okumama rağmen üstelik...Filmi izlerken ki hislerim her ne kadar şu an çok farklı bir boyutta olsa da bazı gerçekleri anlamama katkı sağladığı için bu filmi izlemekten heyecan duyduğumu ifade etmeliyim.Parmaklarımızın üzerinde gezindiği klavye basit olabilir.Ama o klavyeyle yapılanların sonuçları hiçte küçümsenecek boyutlarda değil.Amerikan ekonomisinin en çok kazandıran gelir grubu sıralamasında "entertaintment"(eğlence) gelirlerinin 1,5 trilyon $'lık bir meblağla ikinci sırada olması,entertaintment ihracatının Amerikan ekonomisine yaptığı eşsiz katkılar ,bizim basit bir eğlence olarak gördüğümüz şeylerin aslında hiçte basit olmadığının göstergesidir.O basit eğlenceler bir süper gücün gücünün temel kaynağıdır.
    "Basitlikte deha var mıdır"bilemeyeceğim;fakat film bittikten sonra ilk yaptığım şeyin Facebook'a girmek olduğunu görmek....
    Vel hasıl-ı kelam, Social Network enteresan bir film.Ama acı yanı da var..Sadece bir film değil..Aynı zamanda bir gerçek...Ve bu gerçek insan olmamızın perde arkasında yatan gerçek altı parçacıkları gün ışığına çıkarıyor.Bu gerçeği de anlamak lazım...

1 yorum:

  1. aslında biz onu zengin etmiyoruz...O zengin olmanın yolunu bulmuş..biz onun bulşunu kullanıyoruz sadece

    YanıtlaSil