Ve Allah (C.C) buyurdu ki:

İMAN EDEREK SALİH AMEL İŞLEYENLERİN HATALARINI AND OLSUN Kİ ÖRTERİZ VE ONLARI YAPTIKLARI AMELLERDEN DAHA GÜZELİ İLE MÜKAFATLANDIRIRIZ. (Ankebut, 7)

GÜNÜN SÖZÜ

İNSANLARA MERHAMET ETMEYENE ALLAH (C.C)MERHAMET ETMEZ...
Hadis-i Şerif

DUR!BURADAN ÖTEDE RİSK VAR!!!

HOŞGELDİN...AMA BURADAN SONRASI SENİN İÇİN HOŞ OLMAYABİLİR...DİKKATLİ OL...
Ben bir miktar suydum,
Yatağımı arıyordum,
Bulacaktım ama;
İzin vermediler,
Kim mi?
Herkes...

31 Mayıs 2010 Pazartesi

SENİ BEN CENNETE SAKLADIM


    Eşsiz siyahlıkta ki gözlerinle davet ettin yüreğimi yüreğine...Bembeyaz ve pürüzsüz bir tenle kaplı yüzünün etrafını sarmalayan simsiyah saçlarının parlaklığına çarpıp geçerken bir nadide bahar rüzgarı; biz o an göz göze idik seninle.Ruhum böyle bir yüreğin bakışlarına ilk kez maruz kalıyor ve gözlerim ilk kez bu kadar süre hiç kırpışmaksızın öylece bakıyordu.
    Zamanın darlığını unutup sesinle tanışmanın telaşına kapılmıştı kulaklarım ama duyduklarına da inanamamıştı.Tabiatta böyle bir sesin bulunabileceğine hiç ihtimal vermemişti zihnim daha önce.Bu ses dünyaya ait olamazdı.Cennette olmadığımıza göre geriye bir ihtimal vardı.Bu sesin sahibi cennetlikti.Ve bu sesi sonsuza dek dinlemenin tek yolu cenneti haketmekti.
   Cennet hakedilmez yazıyordu ilim sahipleri kitaplarında.Cennet Allah(cc)tarafından lutfedilirdi.O lutfa mazhar olabilmenin yolu onun rıza-i mevhibesine sahip olabilmekti.Bunun yoluda O'nun emir ve yasaklarına tam teslimiyetti.
   İşte bu yüzden vazgeçtim şu sınırlı dünya hayatında seninle olma hayallerinden.
   Seni cennete sakladım.
   Eğer öyle yapmasaydım belki dünyanın gelmiş geçmiş en mutlu insanlarından olacaktım .
   Ben seni sonsuz bir birlikteliğe değişmek istemedim.
   Hem, içinde bir nefis taşıyan ,dışında şeytanlarla savaşan bir ruhla seni sevmek ve seninle olmak inanılır şey değil.
   Seni ben cennete sakladım.

29 Mayıs 2010 Cumartesi

PARANIN HOYRATÇA VAHŞİLİĞİNDE KAĞIDIN ROLÜ

    Paranın tarihinde kağıdın yeri büyüktür.


  
    Para bir mübadele aracı olmaktan çıkalı çok oldu...Aslında muhtemelen para hiç bir zaman salt bir mübadele aracı olmamıştı.
    Kağıt paralar yani banknotların tarihi çok eski değil...On dokuzuncu yüzyılda ortaya çıktılar banknotlar.Ve paranın anlamını tümüyle değiştirdiler.
    Paranın anlamını değiştiren en önemli şey banknotların basımının sınırsızlığıydı...
   Oysa daha önce altın ve gümüş paralar kullanılıyor ve bu madenlerin doğada az bulunması hasebiyle çok miktarda basılamıyordu....Piyasada para miktarı  kısıtlıydı...Ve sanırım bu kısıt paraya sınırlı bir işlev yüklüyordu...
   Enflasyon diye bir sorun da yoktu anlayacağınız henüz banknotlar yokken.Bir kaç istisnai örnek vardı belki ama onlar da hiper enflasyon seviyesinde değildi..
    Bu gün artık para sadece metaları satın almıyor.Mesela size dilediğiniz standartlarda bir eş satın alabiliyor.Dost satın alabiliyor.Evet satın aldığı eş bir et yığınından ibaret olsa da para bunu başarabiliyor...Çünkü birine "müsaitseniz size aşık olabilir miyim?" diye soruyorsunuz o da size "asıl sen müsait misin"cevabını veriyor.Siz uçuyorsunuz sevinçten çünkü sizinle ilgilenildiğini zannediyorsunuz...Oysa işittiğiniz "asıl sen müsait misin" sorusunun muhatabı  siz değil kredi kartlarınızın limitsizliğidir..
    Paranın bu hoyratlığında kağıdın paraya sağlamış olduğu sınırsızlığın rolü yadsınamaz....