Ve Allah (C.C) buyurdu ki:

İMAN EDEREK SALİH AMEL İŞLEYENLERİN HATALARINI AND OLSUN Kİ ÖRTERİZ VE ONLARI YAPTIKLARI AMELLERDEN DAHA GÜZELİ İLE MÜKAFATLANDIRIRIZ. (Ankebut, 7)

GÜNÜN SÖZÜ

İNSANLARA MERHAMET ETMEYENE ALLAH (C.C)MERHAMET ETMEZ...
Hadis-i Şerif

DUR!BURADAN ÖTEDE RİSK VAR!!!

HOŞGELDİN...AMA BURADAN SONRASI SENİN İÇİN HOŞ OLMAYABİLİR...DİKKATLİ OL...
Ben bir miktar suydum,
Yatağımı arıyordum,
Bulacaktım ama;
İzin vermediler,
Kim mi?
Herkes...

27 Kasım 2010 Cumartesi

AZALAN GENÇLİK HAYALLERİ VE ARTAN KABUSLAR:KORKU



       Gençlik hayallerim gençlik sonrası kabuslara doğru evrilirken "bunları yaşaman için henüz erken " tesellisinde bulunuyor bir arkadaşım.
       "Bu acıları yaşamam için mi erken " diye soruyorum O'na.
       "Daha onlara var,hem de yıllar var,şimdi sırası değil,yaşamana bak" diyor.
        Bunun üzerine düşüncelere dalıyorum.
       Hayatım boyunca sayamadığım kadar farklı nedenlerden acı çeken insanlar gördüm,acılarını hissettim ve hiç birinin acısının gerçek anlamda yok olduğunu görmedim.Özellikle bazılarının hayatı sanki acılar silsilesi gibiydi.Biri bitiyor diğeri başlıyordu.
      Ve hayatım boyunca hep korktum.Onlar gibi olmaktan,acılara gömülmekten,umutlarımı yitirmekten...Hepsinden felaket derecesinde korktum.
     "Ateş düştüğü yeri yakar" diyorlardı.Yani size ait olmayan bir sancı sizi acıtmaz.Şahit olduğum tüm acılı insanlar içimi eritti benim,oysa.O insanlarla aramızda temelde hiç bir fark yoktu.Onların başına gelen er ya da geç benim başıma da gelebilirdi.Bir de o kadar çok felaket çeşidi gördüm ki...Daha göremediğim sonsuz sayıda ki mevcutları da düşünürsek her an kendimi ölümcül bir felaketin ortasında buluvereceğimden korkuyorum.Her yerimi saran,hareketlerimi kısıtlayan,azıcık mutlu oluversem anında beni uyaran bir korku bu.Beni en çok etkileyen özdeyişlerin başında gelen, Mevlana'ya ait "insanların öldüğüne değil doğduğuna ağlayın" sözünün neden beni bu kadar etkilediğini şimdi çok daha iyi anlayabiliyorum.Ağlayarak gözleerimizi dünyaya açmamızın da bu anlamda bir tesadüf olmadığını açıkça görebiliyorum.Belki bütün davranışlarımız sonradan kazandığımız,öğrendiğimiz,belirli şartların ürünü olan davranışlar.Ama ağlamak öyle değil.Ağlamayı öğrenmeden ağlayabildik biz.Ağlamanın bilgisi daha biz doğmamışken bize verildi.Ki bu geldiğimiz yer olan dünyanın nasıl bir yer olacağını bize gösteren ilk önemli belirtiydi.

     Şimdi korkularımdan arınmaya,buna cüret etmeye bile korkuyorum.Profesyonel yardım almam konusunda ki önerileri bu yüzden reddediyorum.İlaçların getireceği mutlulukların yaratacağı boşluğun,acısızlığın,mutluluğun yılların an an,saniye saniye oluşturduğu bu kabus dolu yapıyı çökertip,hiç bir şeye benzemeyen hayatımı temelinden dinamitleyip başıma yıkıvereceğinden ürküyorum.

    Korkularımla ve o korkulardan doğan acılarımla başbaşa yaşamaya ve onlara alışmaya çalışıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder