Ve Allah (C.C) buyurdu ki:

İMAN EDEREK SALİH AMEL İŞLEYENLERİN HATALARINI AND OLSUN Kİ ÖRTERİZ VE ONLARI YAPTIKLARI AMELLERDEN DAHA GÜZELİ İLE MÜKAFATLANDIRIRIZ. (Ankebut, 7)

GÜNÜN SÖZÜ

İNSANLARA MERHAMET ETMEYENE ALLAH (C.C)MERHAMET ETMEZ...
Hadis-i Şerif

DUR!BURADAN ÖTEDE RİSK VAR!!!

HOŞGELDİN...AMA BURADAN SONRASI SENİN İÇİN HOŞ OLMAYABİLİR...DİKKATLİ OL...
Ben bir miktar suydum,
Yatağımı arıyordum,
Bulacaktım ama;
İzin vermediler,
Kim mi?
Herkes...

30 Kasım 2010 Salı

TOP SECRET:WİKİLEAKS



    Wikileaks depremi henüz artçıları gelmemiş olduğu halde sürüyor.Bu gün de hem Türkiye hem de dünya basınının gündemindeydi Wikileaks depreminin etkileri.Öyle görünüyor ki dünyaya konuşacak epeyce malzeme sağladı Wikileaks.

     Bu arada her depremden sonra olduğu gibi komlo teorileri ve söylentiler de dünyaya hızla yayılmaya başladı.Bu komplo teorileri arasında çok çarpıcı olanlar var ama her biri şimdilik bir rivayetten öteye geçemeyecekmiş gibi görünüyor.Kimileri Wikileaks belgelerinin ABD'nin bir tezgahı olduğunu öne sürüyor.Kimileri bunu yapanların ardında güçlü bir örgütün bulunduğunu dile getiriyor.ABD'nin dünyanın gündemini değiştirmek için bunu yaptığını söyleyenler de var.Ama en çarpıcı olan sanırım potansiyel şüphecilerin teorisi:ABD dünya kamuyondan gizli bir takım işler çeviriyor şu an ve bu belgeleri gündeme getirerek dikkat dağıtıp samanın altındaki sudan kimsenin haberdar olmamasını sağlıyor.Bir tür "cambaza bak" oyunu anlayacağınız.

     Fakat bir şeyin altını çizmekte yarar var: Bu belgeleri ister ABD gizil emelleri için kendisi servis etmiş olsun,isterse bunu yapan dünyanın huzurunu bozmak isteyen kötü niyetli büyük bir örgüt olsun;bu belgeler gerçek ve bu belgeler American diplomasisinin ne olduğunu bize yaşattığı gibi aynı zamanda da diplomasi kavramının ne olduğuna dair gerçek kanıtlar sunuyor.

     Diplomasiyle ilgili sınırsız sayıda kitap,araştırma,tez,makale,gazete ve medya haberi   yayınlandı bu güne kadar.Bir çok diplomat anılarını yazdı.Bir kısmımız bunların bir kısmını okuduk,izledik,takip ettik belki.Bu kitaplarda anlatılan diplomasi kavramından çok daha farklı bir diplomasi kavramıyla karşılaştığımız bir gerçek.Her ne kadar emekli Türk diplomatlar belgelerde anlatılanların olağan diplomasi rutinleri olduğunu söyleselerde ,bu mesleğin erbapları olarak kendilerinin bile şaşırdığını gözlerinde ki şüpheci ifadelerden çıkarmak zor değil.

    Belgelerde gördüğümüz diğer önemli bir gerçekte American diplomasisinin karakteristik özellikleriyle ilgili.Bu karakteristik aynı zamanda Amerikan devlet ruhunun derinliklerinde gizlenmiş duyguları ortaya koyuyor.Bir nevi American devletinin psiko-analizini yapma fırsatını elde ediyoruz.Devletler psikiyatrisinin uzman isimleri bu belgelerden yola çıkarak ,yakın zamanda derin tahliller yapacaktır şüphesiz ama ilk tahlilde ortaya iki önemli netice çıkıyor:

    Birincisi ABD dış politikası tamamen deneysel bir çizgide.Her ne kadar "bunlar bizim nihai kararlarımız değil,sadece bilgilendirme amaçlı raporlar" açıklaması yapsa da Beyaz Saray , Birleşik Devletler'in dış politikası kendilerine ulaşan bu bilgiler temelinde şekilleniyor. Belgelerde yer alan çok ince detaylar,kişilik tahlilleri, çoğu ülkelerin gündeminde önemli yer bile tutmayacak kimi bilgilerin kriptolanması American diplomasisinin ne kadar olgusal,determinist olduğunun açıkça göstergesi.Amerika dışarıda atacağı adımları hiç bir şekilde şansa ya da tesadüflere bırakmıyor.

    İkincisi ABD bu titizlenmeci diplomasi anlayışını tüm dünya ülkelerine karşı aynı standartlarda uygulamış.En yoğun ilişkiler kurduğu ülkelerden en düşük yoğunlukta ilişkili olduğu ülkelere kadar...Her ülkede ayrı ayrı tahliller,ince ince tanımlamalar,analizler..En önemlisi ABD bu anlayışı en yakın dostlarına bile sergilemiş.İngiltere gibi ABD ile yakın akraba olan ülkeler bile bu sıkı ,yakın takipten ve gözlemden payını almış.

   Emekli diplomatlarımız konuyla ilgili değerlendirmelerinde diplomasinin böyle bir iş olduğunu, kendilerinin de görevdeyken sık sık bu belgelere benzer kriptolu yazışmalar yaptıklarını söylüyorlar.Ne yalan söyleyeyim,ben bizim diplomatların bu derece titiz raporlar hazırlayıp sunacaklarına çok inanamıyorum.Keşke yanılmış olsam,ama dünyanın bütün ülkelerinde ki diplomatlarımızın bu kadar deneysel raporlar hazırlamaya zahmet buyuracaklarını çok inandırıcı bulmuyorum.Geri zekalı bir İsrail'li bakanın kendisine hazırladığı ucuz "düşük koltuk" oyununu çözebilecek kadar bile zeki olmayan diplomatımızı gördükten ve dış politikamızda sürekli yalpalayarak yürüdüğümüzün farkına vardıktan sonra bu kanıya varmış olmamın da doğal bir refleks olduğunu düşünüyorum.

    Belgelerde dikkat çeken bir başka nokta metinlerde ki yetkinlik. Tam anlamıyla uzman ellerden çıktığı anlaşılan belge metinlerinin dili beni hayrete düşürdü doğrusu.Türkiye ile ilgili metinleri yazanlar sanki ABD'li değil de Türkiye yerlisi gibi.Yapılan yorumlar çoğu Türkiyeli Türkiye uzmanlarını bile şaşırtacak yetkinlikte.Bu elbette ABD'nin dış görevlerde kullandığı personelin ne kadar iyi yetiştirilmiş olduğunun tipik bir göstergesi.Dış politikanın ABD siyasetinde ne kadar hayati bir unsur olduğunu düşündüğümüzde bu elbette şaşılası bir durum değil.ABD'nin dünyanın jandarmalığına soyunurken aynı zamanda o dünyayı öbek öbek ,isim isim ne kadar iyi tanıdığı ya da tanımaya uğraştığı ortada.

    Son tahlilde dünya diplomasi tarihinde belki de bir ilki yaşadık.ABD'nin dünyaya nasıl jandarmalık ettiğinin şifreleriyle karşılaştık.ABD'nin bildiğimiz ama görmediğimiz bedenini çıplak görme şansı elde ettik.Elbette bu izlenmeye değer bir gelişme.Ve bunun ardında ki niyetlerin bizim için şu an da pek bir önemi yok.Niçin ve nasıllarla uğraşmak yerine bu belgeleri anlamaya çalışmak şüphesiz daha akıllıca ve yararlı olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder