Ve Allah (C.C) buyurdu ki:

İMAN EDEREK SALİH AMEL İŞLEYENLERİN HATALARINI AND OLSUN Kİ ÖRTERİZ VE ONLARI YAPTIKLARI AMELLERDEN DAHA GÜZELİ İLE MÜKAFATLANDIRIRIZ. (Ankebut, 7)

GÜNÜN SÖZÜ

İNSANLARA MERHAMET ETMEYENE ALLAH (C.C)MERHAMET ETMEZ...
Hadis-i Şerif

DUR!BURADAN ÖTEDE RİSK VAR!!!

HOŞGELDİN...AMA BURADAN SONRASI SENİN İÇİN HOŞ OLMAYABİLİR...DİKKATLİ OL...
Ben bir miktar suydum,
Yatağımı arıyordum,
Bulacaktım ama;
İzin vermediler,
Kim mi?
Herkes...

25 Kasım 2010 Perşembe

ALABİLDİĞİNE İNSAN:BABAM

    
     Bu yazıyı babamı anlatmak için yazmıyorum.Sadece bir konuyla ilgili bir örnek vermek istiyorum.Bu yüzden babam diyerek başladığım ve babam diyerek sürdürdüğüm yazının onu methetmeye adanmış bir yazı gibi algılanmamasını rica ediyorum.
    
     Alabildiğine insan... Onun hakkında binlerce yazı yazsam onun insan taraflarını,insan yaşamını anlatmayı tamamlayamam.
  
     Medeni toplumlarda medeni,güzel ahlaklı insanlar arasında ahlaklı  olmak ve kalmak kolaydır.Kimse sınanmadığı bir günahın masumu olamaz çünkü.Günahların ortasında "sıfır hata" ile masumiyetini koruyabilmiş bir adam :Babam.

    Medeniyetin ve insan olmanın ölçüsü insanlara olduğu kadar insanlar dışında ki diğer varlıklara karşı da saygılı olmaktır.Bunun için zengin olmaya falan da gerek yoktur."İnsanlarımızın sorunlarını hallettik hayvanların sorunları mı  kaldı" diyen sanatçılarının olduğu bir ülkede bir örümceğin bile hakkına saygı göstermeyi kendisine görev edinmiş bir adam: Babam.

     Onun medeni ve insani yanları anlatmakla bitmez  benim için ;ama herkese örnek olacağına inandığım bir anıyı paylaşmak için yazıyorum bu satırları aslında.

     "Hayvanların hakları kutsaldır.Hayvan haklarına saygı duymayan bir millet dünyanın en zengin milleti bile olsa bir önemi olmaz"

      Bu cümleleri bana söylediğinde ben henüz onlu yaşların başındaydım.O kadar içten ve o kadar naif duygularla aktarmıştı ki bunları  babam ,aradan geçen yıllara rağmen o anlar,özellikle O'nun bakışlarında  ki  berraklık hala hafızamda.

    "Hayvanlara nasıl saygı duyacağız,baba" diye sormuştum O'na.

      "En az insanlar kadar değer vererek" demişti.

      O günlerde tam anlayamamıştım bu sözü ama sevmiştim.Halen de seviyorum.

     Ve babam yaşam tarzıyla hayvanlara "en az insanlar kadar değer vermenin" ne olduğunu bizzat anlatmıştı.

      Şehirlerarası uzun yolculuklarımızda arabasını durdurup "karşıdan karşıya " ağır ağır,pati pati, geçmeye çalışan kaplumbağaları,elleriyle yolun karşısına nasıl bıraktığının ve ardından "arabalar bu zavallıcığı" ezmesin "günahtır" deyişlerinin örneklerini vermeyeceğim burada.

     Sadece bir davranışını anlatacağım ,başka hiç kimseyi öyle davranırken görmediğim ve görmediğim için de üzüldüğüm.

     Bir mübarek cumadır gün.Bahardır.Hayvanların yavaş yavaş yaşam alanlarına ,doğalarına dönmeye başladıkları bir zamandır.

      İşyerindedir babam ve Cuma Namazı için hazırlanmaktadır.

      İşyerinin önünden geömekte olan otoyoldan bir gürültü gelir.Ardından da hav havlarla karışık bir inleme.İnleme kesilmez.Kimse bu inleyen niye inliyor diye sormaz.Babam dışında.

     Ofisinden çıkıp inlemenin geldiği yöne bakınca sahipsiz (sahibi Allah'tır c.c) bir köpeğin kanlar içinde yerde yatmakta ve inlemekte olduğunu görür.Hemen köpeğin yanına koşturur. "Vicdansız" der kendi kendine.Vicdansız zavallı köpeğe çarpmış ve hiç umursamadan,dönüp arkasına bakmadan defolup gitmiştir.Hoş insanlara çarpıp kaçan hayvan şoförlerinin bol olduğu bir ülkede bu çok doğal karşılanacak bir davranıştır belki ama babam bu ahlakta değildir.

       Köpekcağızın arka ayak ve sırt bölgesini ezmiştir vicdansız.Geri tarafı ise sağlamdır.Acı içinde kıvranmaktadır köpekcağız,bu acı içinde kıvranışta babamın kalbini parçalamaktadır.

      Kanlar içinde ki köpeği kucaklar,ofisine getirir..Hayvancılıkla uğraşan bir tanıdığını arayıp kendisine iyi bir veteriner önermesini ister.Veteriner bulunur ve acele çağrılır.

     Kliniğe götürülür köpekçik.Ameliyat edilir.İlaçlar yazılır.Acıları dindirilmiş,tedavisi yapılmış,hayatta kalması sağlanmıştır.Ardından ofise getirilir.Hayvancağızın iyileşebilmesi için düzenli beslenmesi ve ilaçlarının düzenli bir şekilde verilmesi gerekmektedir.Tüm bunların takibini günlerce bizzat kendisi yapar ,babam.

    Hayvancağız iyileşir.Belden aşağısı,yani arka ayakları felç olmuştur.Hayvancağız yürüyebilmek için arka ayaklarını sürümek zorundadır.Bu da tabii hayatını oldukça zorlaştırmaktadır.Babam bunun içinde çare düşünmeye başlar.

    Bir marangoz tanıdık çağrılır.Arka ayakların ölçüsü verilir ve ağaç malzemeden,tekerlekli bir protez yaptırılır.

     Hayvancağızın yaşadığı haketmediği vicdansızlığın yaraları bir nebze olsun sarılmaya çalışılmıştır.

    O köpek halen ofisinin bulunduğu geniş bahçede ,babamın gözetiminde hayatını sürdürmektedir.

    Bu satırları babamı övmek için kaleme almadım.Babamın böyle bir şeye ihtiyacı olmayacağının bilincindeyim.Çünkü çevresindekiler olarak biz O'nu çok seviyoruz.

     Hayatım boyunca ne televizyonlarda,ne gazetelerde,ne internet medyasında ne de çevremde şahit olma bahtiyarlığına ulaşamadığım bu hadisenin eşsiz olduğuna inanıyorum.Ve bu bahtiyarlığın gerçekleşmesine belki birazcık katkısı olabilir ümidiyle paylaşmak istiyorum.

    Benim için bunu yapanın babam olması ayrı bir onurdur ancak;her hangi sıradan birinin bunu yaptığını duysam bile aynı mutluluğu ve onuru yaşayacağımdan şüphe duymuyorum.Bu yüzden bu örneklerin toplumumuzda artmasını temenni adına bunları paylaşmak istiyorum.

    Bu gün gazeteler ülkemizin dünyanın en büyük on beş ekonomisi arasına girdiğini söylüyor ve gelişmişliğimizden söz ediyorlardı.Biz bizim dışımızda ki canlılara da hakkıyla sahip çıkmadan asla gerçek anlamda gelişmiş falan olamayacağız.Onların yaşam sahalarını büyük bir bencillikle olabildiğince daralttık zaten.Bari birazcık sahip çıkmaya çalışalım.

   Hiç bi şey kaybetmeyiz..

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder