Ve Allah (C.C) buyurdu ki:

İMAN EDEREK SALİH AMEL İŞLEYENLERİN HATALARINI AND OLSUN Kİ ÖRTERİZ VE ONLARI YAPTIKLARI AMELLERDEN DAHA GÜZELİ İLE MÜKAFATLANDIRIRIZ. (Ankebut, 7)

GÜNÜN SÖZÜ

İNSANLARA MERHAMET ETMEYENE ALLAH (C.C)MERHAMET ETMEZ...
Hadis-i Şerif

DUR!BURADAN ÖTEDE RİSK VAR!!!

HOŞGELDİN...AMA BURADAN SONRASI SENİN İÇİN HOŞ OLMAYABİLİR...DİKKATLİ OL...
Ben bir miktar suydum,
Yatağımı arıyordum,
Bulacaktım ama;
İzin vermediler,
Kim mi?
Herkes...

21 Aralık 2010 Salı

OKUMAK


    Niçin yazıyorum?

    Belli ki içimde tutamadığım ve hiç kimseye açamadığım acılar var. Eğer birileriyle paylaşıyor olabilseydim ,kağıtla kalemle konuşma ihtiyacı içerisinde olmazdım. Tabi bu düz mantık bir kavrayış. Belki meselenin arka planı ve detayları daha karmaşık olabilir.

    Niçin okuyorum?

    Aynı düzlükte bu soruya yanıt vermem gerekirse ; niçin okuduğumu hiç bilmiyorum, öyle ,amaçsız,nedensiz, yöntemsiz, deli gibi, elime ne geçerse okuyorum,okumaya çalışıyorum. İyi yazılmış romanlardan tutun da, yemek tarifi kitaplarına, edebiyat dergilerinden tutunda , çizgi romanlara kadar , reklam borşürlerine kadar yazılı her türlü materyali okuyorum ve bunu neden yaptığımı bilmiyorum,belki de bir psikolojik rahatsızlıktan ileri gelebilir mi bu , onu da bilmiyorum...

    Benim için iyi geçirilmiş bir gün hemen hemen çokça okumalar yapılmış ve iyi ,sağlam yazılar yazılmış günlerle eş değer.

   Okumanın yararları beni hiç ilgilendirmiyor sanki,sanki bunu sadece sevdiğimden yapıyorum gibi ama şu bir gerçek: İçimde ki tuhaflıkları dile getiren başka insanlarla karşılaşmak ve onların içinde ki tuhaflıklara şahit olmak bana iyi geliyor.İçlerinde ruhsal lezzetlerle bezeli , akıllı , mantıklı ve fakat bu akıl ve mantıkları çoğunlukla gerçeğin, yaşamın içinde pek bulunmayan cümleleri algılamak zihnimin derinliklerine nüfuz ediyor ve bundan garip bir haz duyuyorum. Kitap fetişisti miyim, neyim diye sormaktan da kendimi sıklıkla alamıyorum.O bakımdan kitaplarla aramda yadırganası bir ilişki olduğunu kabul etmeliyim.

     Ancak bu ilişkinin içinde çok anormal bir şey var. Okudukça , okuduklarımı zihnime özenle yerleştirmeye çalıştıkça tuhaf bir biçimde kafamın karıştığını,zihnimin bulandığını hissediyorum. Hayatın bir yerlerinde kendime edinecek bir yer bulamıyorum. Hiç bir düşünceyi,doğruyu savunur hale gelemiyorum. Bu işin doğrusu budur diyemiyorum hiç bir konuda, bunun yerine her yanlışın arkasında mantıklı bir neden var ve bu mantıklı nedenler o yanlışı meşru hale getiriyor gibi hissediyorum. Bu yüzden de ekseriyetle susuyorum toplum içerisinde,arkadaş toplantılarında.

    Bir takım insanlara da hayat karşısında tutundukları tavırlar yüzünden bir şaşırma eylemi içerisindeyim. Nasıl bu kadar bağıra bağıra fikirlerini dillendirebiliyorlar,nasıl bu kadar delicesine bir ideolojiyi savunur hale gelebiliyorlar ,anlayamıyorum. Sanki hayat derin bir deniz değilde bakıldığında dibi çıplak gözle görülebilen sığ bir ırmak gibi onlara göre...Hayatı nasıl bu kadar kolayca çözüverdiniz diye sormak geliyor içimden onlara. Doğrusu ben hiç bir şeyi çözebilmiş değilim hayatla ilgili. Sanki okudukça bilgileniyorum ve bilgilendikçe bilgisizliğimi öğreniyorum ve konuşamıyorum, en azından kendimden emin bir biçimde konuşamıyorum.

     Belki de yaşam o kadar anlaşılması güç bir karmaşa değildir. Kim bilir? Filozoflar boşu boşuna kafalarını yormuş , işsiz güçsüz insanlardır belki de... Belki de ben çok abartıyorum , bilemiyorum...

    Bir çocuk gibi hayatın ortasında bir yerlerde mutlu mesutcuk yaşayan bir küçücüğüm gibi...

    Okumayı da , yazmayı da bu denli sevişim bundandır.... BELKİ...

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder