Ve Allah (C.C) buyurdu ki:

İMAN EDEREK SALİH AMEL İŞLEYENLERİN HATALARINI AND OLSUN Kİ ÖRTERİZ VE ONLARI YAPTIKLARI AMELLERDEN DAHA GÜZELİ İLE MÜKAFATLANDIRIRIZ. (Ankebut, 7)

GÜNÜN SÖZÜ

İNSANLARA MERHAMET ETMEYENE ALLAH (C.C)MERHAMET ETMEZ...
Hadis-i Şerif

DUR!BURADAN ÖTEDE RİSK VAR!!!

HOŞGELDİN...AMA BURADAN SONRASI SENİN İÇİN HOŞ OLMAYABİLİR...DİKKATLİ OL...
Ben bir miktar suydum,
Yatağımı arıyordum,
Bulacaktım ama;
İzin vermediler,
Kim mi?
Herkes...

27 Aralık 2010 Pazartesi

DÜNYA

    

    İçim kabarıyor,kabarıyor,kabarıyor ve bardaktan boşalırcasına ağlamak,rahatlamak istiyorum.Kelimenin tam anlamıyla depresyondayım.Nasıl aşacağım,nasıl atlatacağım ;hiç bilmiyorum.Çevreyle olan iletişimim o kadar zayıfladı ki.Fakat bu benim kendi içimde.İçimdekileri dışarıya yansıtmama konusunda gösterdiğim çaba ve sergilediğim performans hala işe yarıyor ki, hiç kimse akıl hastanesinin yolunu göstermedi henüz.

      İnsanlar arasındayken tüm yüz ifadelerim sahte. Güler yüzlülüğüm,sakinliğim,sessizliğim,ağır başlılığım,uysal konuşmalarım vs...Hepsi ama hepsi sahte...O kadar çok maske var ki , günün her saatinde değiştiriyorum.Ama içimdekileri belli etmiyorum kimseye.Sanki tek amacım buymuş gibi.

     Tuhaflığın bu kadarı yani.

     Aslında insanları seviyorum. Onlardan yana bir şikayetim yok. Benim nefret ettiğim , iğrendiğim şey ilişkiler. Bütün ilişkiler... Ah , içimi kemiriyorlar , diyaloglar , gülüşmeler , hayvani hırs ve tutkulardan yüzlere boşalan mide bulandırıcı ifadeler.. Bunun için insanları suçlamıyorum... Ama kimler geliştirdi , yerleşikleştirdi , kemikleştirdiyse ve bu yaşam biçimi , bu dünyayı algılayış , bu hayvanca yaşama tutkusu ne zaman ortaya çıktıysa ; işte  keşke şu kaset geriye sarabilse ve yaşam yeniden başlayıp , bu tiksindirici ilişki düzeyinden kurtulabilsek... Ama kurtulamayız , değil mi? Bu insanın doğası ... Tüm insanlar olarak bizi buna nasıl ikna etti birileri ??? Bütün kötülüklerin kaynağının insan olmamızla ilgili olduğuna kim inandırdı?

     Kendimde dahil , insanların ilişki kurma biçimlerinden hazzetmiyorum malesef. Bütün ilişkilerin içine sinmiş o alçakça ihtiras , bencillik , narsizm , alaycılık , içten içe kıskanma beni delirtiyor...Üstelik bunu kabullenmek zorunda hissetmek en kötüsü ...Feci bir şekilde yalnızlaştığımı hissediyorum açıkçası . Bu kadar çok kötülük dünyada kol gezmeye başlamışken bunu bütün bir insanlığın kanıksamış olmasına da kesinlikle şaşmaktan öte bir şeyler yapmam gerekir ve sanırım çektiğim uykusuzluğun temelinde hiç iyi bir dünyada yaşayamıyor olmam yatıyor.Binlerce yılda, insanlıkta gelinemeyen ideal noktaya ne demeli ?  Bunun için ne kadar dertlenilse az , ne kadar uykusuz kalınsa yetersiz... En tuhafı , binlerce insanı peşlerinden sürükleyen liderler... Hadi onlar egolarına yenilip daha iyi bir dünya vaadinde cahilce bulunabiliyorda , onlara inanan milyonlara ne demeli?  Tıpkı çıkmazın çıkmazı ,demokrasi teorisinin insanlığı kurtaracak bir reçete gibi gündelik hayatın hücrelerine kadar işlenmiş olması gibi. Hiç bir şeyin düzelmeyeceğini , dünyanın hiç bir zaman iyi bir yer olamayacağını anlamak çok mu güç?

    Pesimist değilim gerçekten...

    Sadece en çok çocuklar için üzülüyorum. Yaşamı büyüklerinin yaşadığı şekliyle algılayıp öyle yaşayacaklar sonra da o yaşamı aldıkları büyüklerince en çok suçlanacaklar. Söz hakları da olmayacak gariplerin , yazık. Düzenini hiç bilmedikleri , başkalarından öğrendikleri bir dünya dünyalarını ağır ağır metamorfoza uğratırken ,onlar ya bu iğrenç ilişkiler sistemine adapte olup kah kızıp köpürerek , kah anlamsızca sevinip mutlu olarak huzursuz,gergin  bir yaşamı seçecekler ya da tüm bu olağan düzen temalarını reddedip yalnızlaşacaklar. Durum her ikisinde de aynıdır , değişmeyecek.Sancılarla dolu bir yaşam. Yaşadıklarını bilemeyecekler bile...

     Bu cenderenin içinde bana nefes aldıran tek şey inancım. İslam...O'nun içinde günden güne kaybolup giderken , yalnızlık sancılarına en iyi devanın O olması hayli sevindirici benim için... Çünkü ideali , bin dört yüz yıl öncesinin dünyasında dile getirdiği ideali bu gün hala menşeinden zerre kaybetmeden insanlara hissettiriyor olması bana iyi ki İslam var , iyi ki inanıyorum dedirtiyor. Adaletin en güzel yüzü kendisini, asıl toprağın altına gömüldükten sonra gösterecek olmasındandır. Bunu bilmek , buna inanmak , diğer tüm inanç sistemlerinin hiç birinin tatmin edici bir biçimde cevap veremediği bu soruna O'nun yani İslam'ın cevap verebiliyor olması gerçekten harikulade bir maneviyat. Bu maneviyata her insanın sahip olmasını beklemek elbette ki hayalciliktir ama her insanın bu maneviyata sahip olabilmesi için çalışmaktan , örselenmekten,itilmekten hatta aşağılanmaktan duyulabilecek hazzın bir sınırı yok. Biliyorsun , çünkü yol mezarda bitmiyor , asıl yol mezarda başlıyor , burada yaşayamadıklarını sonsuz bir hayatta elde edecek olmak , gözle görülmeyen bir hücrenin içerisine hayatlar sığdırabilme kudretine sahip varlığın huzuruna kabul edilebilme düşüncesi çok manidar bir nokta  ..

    İşte,dünyadan umudunu kesenler için hayatın tek anlamı diğer dünya... Ve diğer dünya sorusunun en güzel yanıtını özünde taşıyan gerçek : İSLAM...

2 yorum:

  1. Sen sorunun cevabını vermişsin ya işte. Şimdi bu sıkıntılardan kurtulmak için tek yapman gereken ona daha uygun yaşamak ve daha çok sarılmak. Ne olursan ol yine gel. Ümitsizlik dergahı değil ki bu kapı. Ne olursan ol yine gel.

    YanıtlaSil
  2. @nesli, aslında bu yazı biraz Tolstoy'un Kreutzer Sonat'ını okuduğum bir sırada , O'nun etkisi altında ortaya çıktı...O kitapta hakikaten hayata,ilişkilere , insanın amacına dair çok keskin sorular var... hayatın içinde yaşarken göremediğimiz çirkinlikleri okurken farkettiren ve bundan rahatsızlık duyduran bir kitap o... Tavsiye ederim...Okurken bir de şunu farkı anlayabiliyorum ;Tolstoy bir Hristiyandı.Ve o dinin için de O'nun hakikatlerini aradığı soruların tatmin edici yanıtlarının olmaması sanırım o'nu pesimizme itti.Yoksa , bir müslüman olarak ben biliyorum ki , hayat bize ALLAH(cc)'ın bir lütfudur ve her anı kıymetlidir ve ümitsizlik asla olamaz...

    YanıtlaSil