Ve Allah (C.C) buyurdu ki:

İMAN EDEREK SALİH AMEL İŞLEYENLERİN HATALARINI AND OLSUN Kİ ÖRTERİZ VE ONLARI YAPTIKLARI AMELLERDEN DAHA GÜZELİ İLE MÜKAFATLANDIRIRIZ. (Ankebut, 7)

GÜNÜN SÖZÜ

İNSANLARA MERHAMET ETMEYENE ALLAH (C.C)MERHAMET ETMEZ...
Hadis-i Şerif

DUR!BURADAN ÖTEDE RİSK VAR!!!

HOŞGELDİN...AMA BURADAN SONRASI SENİN İÇİN HOŞ OLMAYABİLİR...DİKKATLİ OL...
Ben bir miktar suydum,
Yatağımı arıyordum,
Bulacaktım ama;
İzin vermediler,
Kim mi?
Herkes...

6 Ocak 2010 Çarşamba

ilk blog girdisi

neden blogger'a katıldığımı bilmiyorum.blogger'dan ne beklediğimi de...Ama üye olmak ve yazmak istedim.ZAten yıllardır yazıyorum.Her yere ve her şeye...Yazmak sanırım özel bir eylem benim için ve ben yazmanın her türlüsünü denemek isteğindeyim.
İlk blog bu hayatımda yazdığım.Yine de ilk olmasından duyduğum küçükte olsa bir heyecan var.İlk olmasından neden bahsettiğimi de bilmiyorum.İlklerin neden önemli olduğunu da anlayabilmiş değilim zaten.Hayatımda sayamayacağım kadar ilk var.Her farklı şey bir ilk.Ve bütün ilklerim şimdi sıradan.Sadece ilk olduklarında farklı;o kadar.En iyisi ben bu ilkler konusunu ileride geniş bir şekilde yazmak kaydıyla şimdilik noktalayayım çünkü bu başlı başına bir tartışma konusu.
Bu gün katıldım buraya.Nedeni şu an için belirsiz benim için.Kim bilir,belki ileride anlarım nedenini.Hem anlamak gibi bir zorunluluğum da yok zaten.Niye anlamak zorunda olayım ki...Neyi anladım ki şimdiye kadar...Hiç bir şeyi...Bu da o hiç bir şeylerden biri olsun ,ne ziyanı var?
Böyle söylüyorum da;aslında içim hiçte öyle demiyor.İçim anlamamanın acılarıyla dolu.En çokta yaşadığım hayattan bir şey anlamadım ,ona yanıyorum.Sanki şimdi gelmiş gibiyim dünyaya...Yirmi dokuz koca sene geçip gitti.Hiç bir şeyim yok elimde avucumda.Hayat gözlerimin önünde süratle akıp gidiyor ve ben öylece olduğum yerde duruyorum.Bir Şeylerin değişmesini bekliyorum sanki.Ama hiç bir şey değişmedi şimdiye kadar ve ben bunu biliyorum.On yıl önce de ben böyle mutsuzdum ve mutluymuş rolü oynuyordum.Bu günde aynı roldeyim.Çok mutsuzum ama tek çabam bunu dışarıya belli etmemek yönünde.Oysa hayatta en güzel şeyin mutlu olmak olduğunu biliyorum.Neden mutlu değilim?Bu en çok sorduğum sorulardan biridir kendime.Mesela çok param olsaydı mutlu olur muydum?Yada Angelina Julie(bana göre dünyanın en güzel kadınıdır)bana aşık olsaydı bu beni mutlu eder miydi?Dünyanın bütün insanları toplanıp aşırı görkemli bir törenle beni kendilerine kral ilan etselerdi...O zaman mutlu olur muydum?Hayır.Kesinlikle hiç biri benim istediğim şeyler değil.Sanırım sorunda burada..Hiç bir şey istemiyorum.Hiç bir beklentim yok.Beklentisizlik bir mutsuzluk kaynağı mıdır?Galiba öyledir.Mutlu olmak için önce istemek zorundasın...Sonra istediğine ulaşıp mutlu olacaksın.Ve her ulaşılmış istek bir sonra ki isteği doğurmalı ya da istekler hiç bitmemeli ki elde ettikçe yenilerini elde edip mutlu olmayı sürdürebilesin.Sürdürülebilir mutluluk için sürekli istemek ;ama elde etmek kaydıyla...Elde edemediğinde de üzülürsün ve bu seni mutsuz kılar.Bu yüzden de ulaşılabilir şeyler isteyeceksin ya da istediğin şeyde inat etmeyeceksin...Biraz pragmatizm de mutlu olmaya yardımcı olabilir...İstediğin olmuyorsa ve bu seni bir üzüntüye doğru götürme sinyalleri veriyorsa ya çok geçmeden elde etmek için gereken neyse yap ya da kolaya kaç;alternatif (daha ulaşılabilir)bir istek yarat kendine...Ama muhakkak ulaş istediğin şeye ki mutlu ol..Ve sürekli mutlu olmak için sürekli iste...Hiç doyma..Doyduğun anda mutsuzluk kapındadır...
Tabi bu söylediklerim erkekler için gerekli..Kadınlar için değil...Kadınlar en fazla bir çocukları olana kadar mutsuzdurlar..Çocukları olur olmaz annelik duygusu gezinmeye başlar kanlarında ki bu duygu onları her halukarda mutlu yapar.Çocukları için her şeye katlanabilirler ve bu uğurda hiç bir katlandıkları şey onlara acı vermez.Anneler çocukları için her şeyi yapar ve her şeyi yapma gücü onları her türlü acıya karşı korur.Tek ki çocuklarını kaybetmesinler..Kaybederlerse de iş değişir.O zamanda hiç bir şey onları mutlu kılamaz...
öffffff....İçimi sıktı bu mutsuzluk konusuda gece gece...
Neyse sanırım ilk blog girdisi için bu kadar yeter...Sonra devam ederiz nasılsa...

2 yorum:

  1. aramıza hoşgeldin...hepimiz benzer nedenlerle yazıyoruz sanırım..mutluluk konusu bence de biraz karışık, mazoşist bir yaradılışa sahip varlıklar olduğumuzu da düşünüyorum ben ayrıca..sürekli mutlu olsak sıkılırdık sonuçta, mutsuzluk karmaşa ve bunların salgılattığı adrenalin...seviyoruz bunları! kadınların çocuk sahibi olunca güçlenmeleri konusu birazcık doğru aslında ama tam olarak değil..emin ol kadınlar daha çok dert çeker, daha fazla mutsuzdur, çocukları olsa bile...10 yıllık delice bir süreyi kapsayarak,kafamıza takacak ve üzülecek birşeyler bulmak için yaratılmışız :D aman neyse işte mutsuz oluruz, sonra geçer mutlu oluveririz...ikisi de güzel değil mi?
    ...yorumu post un uzunluğuna yaklaştırdım..kusura bakma :S

    YanıtlaSil
  2. hoşgeldiniz öncelikle...yorumunuz için çok teşekkür ederim...çok mutlu oldum...aslında bir çok şey insanlığımızdan kaynaklı galiba...tutkularımız var...hırslarımız var..onlar galiba bizim insani yönlerimiz...insan olmayı seviyoruz...çünkü yaşamayı seviyoruz...hep bir şeyleri istiyor ve bekliyoruz...peşinden koştuğumuz hiç bir şeyin sonunu bilmiyoruz...ve tabi bazen bu istenmeyen durumlarla karşılaşmamıza neden olabiliyor ve üzülebiliyoruz...her şey insan olmamızdan çıkıyor ve insan olmak güzel...

    YanıtlaSil