Ve Allah (C.C) buyurdu ki:

İMAN EDEREK SALİH AMEL İŞLEYENLERİN HATALARINI AND OLSUN Kİ ÖRTERİZ VE ONLARI YAPTIKLARI AMELLERDEN DAHA GÜZELİ İLE MÜKAFATLANDIRIRIZ. (Ankebut, 7)

GÜNÜN SÖZÜ

İNSANLARA MERHAMET ETMEYENE ALLAH (C.C)MERHAMET ETMEZ...
Hadis-i Şerif

DUR!BURADAN ÖTEDE RİSK VAR!!!

HOŞGELDİN...AMA BURADAN SONRASI SENİN İÇİN HOŞ OLMAYABİLİR...DİKKATLİ OL...
Ben bir miktar suydum,
Yatağımı arıyordum,
Bulacaktım ama;
İzin vermediler,
Kim mi?
Herkes...

7 Ocak 2010 Perşembe

BİR YAŞAMAKTIR YAZMAK

Yazmayı çok seviyorum.Bunun nedeni üzerine çok düşünmüşümdür.
Acaba yazmakla acı çekmek arasında bir ilişki var mıdır?Aslına bakarsanız bu sorunun yanıtının
"evet"olduğunu düşünüyorum çünkü acılarım artmaya başladıkça yazma dürtüm de kuvvetleniyor.Sanki kelimeler sayfaya döküldükçe rehabilite oluyorum ve kendime geliyorum.Hayatımın değiştiğini falan idda etmiyorum ama en azından yazmanın zihinsel olarak bir rahatlama sağladığından eminim.Yani çok zor bir anınızda yanınızda sizi dinleyen bir dostunuz gibi oluyor kağıt ve kalem.Ama sizi hiç bir şey söylemeden sadece dinliyorlar.Mesela yargılamıyorlar sizi.Anlattıklarınıza müdahale etmiyorlar."Öyle yapmasaydın keşke"bile demiyorlar.Sadece dinliyorlar ve siz yazarak özgürce içinizdekileri kağıda aktarıyorsunuz ,yani kağıtla dertleşiyorsunuz.Sonra her acı çektiğinizde soluğu kağıdın başında alıyorsunuz.Hele benim gibi sürekli sancılarla yaşayan biriyseniz fırsat buldukça her yere ve her şeye yazmaya başlıyorsunuz.
Peki ya mutluluk...Mutlulukta insana yazdırır mı acaba?Ya da mutlu insanlar -ama gerçekten mutlu-çok fazla yazarlar mı ?Ya da mesela ben çok acı çektiğim için yazdığımı düşünüyorum ve yazmayı en çokta beni rahatlattığı için tercih ediyorum.Sonuçta mutlu insanların rahatlamaya ihtiyacı yoktur çünkü onlar zaten rahattırlar.O zaman yazmak onlar için nasıl bir anlam ifade eder?
Aslında burada sorulması gereken öncelikli soru bence şu:Sürekli mutluluk var mı?Hiç mutsuz olmadan yaşayabilen insanlar var mı?Eğer böyle insanlar varsa bu insanlar arasında yazanlar var mı?Sürekli mutlu olan ve yazan insanlara bu soruyu yöneltebiliriz sanırım...Tabi şunu da belirteyim hemen..Kesinlikle sürekli mutluluğun veya hiç mutsuz olmadan yaşayabilen insanların olduğuna inanmıyorum...Mutluluk anlıktır ve sürekli devam etmez.Zaten sürekli devam etseydi de mutluluk insanları mutlu etmezdi ya da adı başka bir şey olurdu onun.
Aslında bazen yazmak eyleminin hüznüme hüzün kattığını da farkediyorum.Yani yazmak öyle her zaman zihnimi boşaltıp rehabilitasyon görevi görmüyor;tam aksine bazen zihinsel olarak sıkıştırıyor da...Ama burada farklı bir durum oluyor..Yani yazmaktan duyduğunuz sıkıntının içinde bile bir tatlılık oluyor.Hüzünlü bir şekilde oturduğunuz masada bazen hüznünüz artsa da orada hüznünüzü artıran şey sizi depresif etmekten ziyade uyarıcı oluyor.Ben aslında yazarken hüznümün artmasından hoşlanıyorum.Sanırım o yüzden de yazmayı çok seviyorum ve ondan bir türlü vazgeçemiyorum.
Tabi bir de meselenin bambaşka bir boyutu var.Yazdıklarınızı üzerinden belli bir zaman geçtikten sonra okumak..Hele de yıllar önce yazdığınızı o an ,içinde yaşamış olduğunuz anla birlikte tamamen unuttuktan çok zaman sonra okuyorsanız ve zihninizde geriye doğru şimşek hızıyla bir yolculuğa çıkıp o satırları kaleme aldığınız anda ki atmosfere şok bir şekilde giriveriyorsanız...İşte bu bambaşka bir duygu.O zaman yazdıklarınız sizinle geçmişiniz arasında bir köprü görevi üstlenmeye başlıyor.Siz anılarınızı unutuyorsunuz ama kağıt unutmuyor üstelik çok zaman sonra elinize alıp okuduğunuzda yaşadıklarınızı size yalnız hatırlatmakla kalmıyor ,yeniden yaşatıyor...Sanırım yazmak eyleminin büyülü yönlerinden biri de budur.Geçmişi sadece hatırlatmaz ,yaşatır.
Yazmak konusu böyle...Aslında yazmakla ilgili yazılacak çok şey var daha ama maalesef şimdilik zaman buna müsait değil...Müsait oldukça yazarız elbette...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder