Ve Allah (C.C) buyurdu ki:

İMAN EDEREK SALİH AMEL İŞLEYENLERİN HATALARINI AND OLSUN Kİ ÖRTERİZ VE ONLARI YAPTIKLARI AMELLERDEN DAHA GÜZELİ İLE MÜKAFATLANDIRIRIZ. (Ankebut, 7)

GÜNÜN SÖZÜ

İNSANLARA MERHAMET ETMEYENE ALLAH (C.C)MERHAMET ETMEZ...
Hadis-i Şerif

DUR!BURADAN ÖTEDE RİSK VAR!!!

HOŞGELDİN...AMA BURADAN SONRASI SENİN İÇİN HOŞ OLMAYABİLİR...DİKKATLİ OL...
Ben bir miktar suydum,
Yatağımı arıyordum,
Bulacaktım ama;
İzin vermediler,
Kim mi?
Herkes...

10 Ocak 2010 Pazar

TEŞEKKÜRLER BEYNİM,İYİ Kİ VARSIN

 "Aşığım işte sana ulan;ne var bunda şaşılacak" diye haykırmak geldi içimden o an.

Hayatım boyunca hiç çıkmadığım nezaket dairesinden çıkmak istediğim cümleler kuruluyordu karşımda.Ama söz konusu olan bana ait bir aşktı,sıktım dişimi ,dinledim...

"Çok şaşırdım"  diye başladı cümlelerine karşımda ki hanım hanımcık, uzun ,düz ve siyah saçlı, meleğimsi, beyaz varlık.."Hiç beklemiyordum böyle bir şeyi" oldu sonra ki cümlesi ve bu cümle o an  içimde başlayan kristalimsi patlamaların nedeniydi..."Şey" bir zamirdi o cümlenin içerisinde ve bana ait çok değerli bir şeyin yerine kullanılmıştı.

Daha acı verici cümleler gelemez her halde bundan sonra bu konuşmanın içerisine diye düşünürken ben ;üçüncü cümle bir şamar gibi patlıyordu yüzümde.Sahi diyordu "nerden icap etti durduk yerde böyle bir şey?"Ve ses kesildi.Bir soru soru sorulmuştu ve cevabı bekleniyordu benden  ama bende bu soruya verilebilecek hiç bir cevap yoktu...Üstelik konuşmaya yetecek takatte kalmamış gibiydi."Sahi;nerden icap etti böyle bir şey" ve soru işareti...

Kısa bir bekleme durumu yaşandı o an..Kaç saniye sürdü çıkaramıyorum...Ben zannettim ki bana bir soru sordu ve cevap vermemi bekliyor.Oysa onun beklediği başkaymış.

Çantasına uzandı ,cep telefonunu çıkardı,mesajlar bölümüne girdi ve "sana sorduğum soruya cevap vermesen de olur " ,"senden duyacağım hiçbir şeyin benim için hiç bir önemi yok" mahiyetinde ve gülümseyen bir yüzle "sabırsızlıkla beklediğini" söylediği  mesajı okumaya başladı.

Sonra?Sonrası daha da acı...

Telefonunu kulağına doğru(aslında bir periyi andırışının birincil nedeni olan saçlarına doğru ;çünkü saçları kulaklarını kapatıyordu) götürürken yüzünde ki gülümseyen ifade bir parça daralmıştı.Sade sade ve olabildiğince ince bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

_Meleğim...Şimdi aldım mesajını ..Birazdan söylediğin yerde olurum...
_...........
_Yok yok...Kesinlikle önemli bir işim yok..
_............................
_Yaaa gerçekten hiç bir işim yok.
_............................................
_Olur mu ?Sen benim için çok değerlisin?Böyle bir günde seni yalnız bırakamam?Ve zahmet falanda olmaz...
_..................................
_Gerçekten ayıp ediyorsun...Aramızda sözü bile olmaz...
_..............................
_Hı hı...Tabi ki söylerim...Başımız üstüne...Tamam Meleğim.Hemen kalkıyorum..BYE

Ve kapattı telefonu ,sonra bana döndü melek yüzü:"Kusura bakma ya...Gitmek zorundayım...Sonra devam ederiz tamam mı?"gibi bir şeyler söyleyip elini uzattı.Bilinçsiz bir şekilde uzanan elimi sıktı ve gitmek için kapıya doğru yöneldi..Bir kaç adım attıktan sonra geri döndü.

O geri dönüşün o an içimde yeşerttiği umutları kelimelere dökmem mümkün değil.

"Ya kusura bakma , söylemeyi unuttum...Üzerimde kalmasın ,az önce konuştuğum arkadaşımın sana selamı vardı."

Nasıl bir ses tonuyla "aleyküm selam" dediğimi bilmiyorum...

O döndü gitti ve ben dondum kaldım.

Beynim donmamıştı bir tek...O çalışmaya devam ediyordu..İyi ki de çalışıyormuş...

Dün beşinci yıl dönümümüz de  O'na alacağım hediyeyi bulmak için bütün bir şehrin altını üstüne getirmeyi ben hiç şüphesiz o gün o masada bütün bedenim ve en önemlisi ruhum donup kalmışken; düşünmeyi bırakmayan ve ruhuma  "bu şarkı burada bitemez" hormonları salgılayan beynime borçluyum...

Teşekkürler beynim...İyi ki varsın....

NOT:BU HİKAYEDE GEÇEN KİŞİ VE KURUMLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR.:):)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder