Ve Allah (C.C) buyurdu ki:

İMAN EDEREK SALİH AMEL İŞLEYENLERİN HATALARINI AND OLSUN Kİ ÖRTERİZ VE ONLARI YAPTIKLARI AMELLERDEN DAHA GÜZELİ İLE MÜKAFATLANDIRIRIZ. (Ankebut, 7)

GÜNÜN SÖZÜ

İNSANLARA MERHAMET ETMEYENE ALLAH (C.C)MERHAMET ETMEZ...
Hadis-i Şerif

DUR!BURADAN ÖTEDE RİSK VAR!!!

HOŞGELDİN...AMA BURADAN SONRASI SENİN İÇİN HOŞ OLMAYABİLİR...DİKKATLİ OL...
Ben bir miktar suydum,
Yatağımı arıyordum,
Bulacaktım ama;
İzin vermediler,
Kim mi?
Herkes...

27 Haziran 2011 Pazartesi

BİR SİSTEM Mİ ÇÖKÜYOR NE!!!

   

     Yalanlarla ve kirli siyasetle kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti sistemi çökmeye doğru gidiyor. Yaşanan her olay bunun açık bir göstergesidir. Yıkılış çok acı,çok katmerli  olacaktır,bunda şüphe yok ama önemli olan bu yıkıntının altında kimler kalacak?

     Zaten bu ipin bu yükü taşıyamayacağı en başından belliydi. Yıllardır pamuk ipliğine bağlı olarak varlığını sürdüren sistemin içinden yükselen çatırdamaları duymamak son kertede  mümkün değil.Hiç kimse kendisini kandırmasın,Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır diye, otuz yıldan bu yana yaşadığımız ve bu gün gelinen noktada yaşananları düşündüğümüzde devlet sistemi olarak bir yok oluşun açık belirtilerini algılamak zor değil.

     Mesele bir siyasi krizin çıkması ya da çıkmaması değil. Mesele ortada bir siyasetin olmaması. Siyaset bu gün siyasi partilerin gerçekleştirdiği faaliyetler değil. Bu partilerin faaliyetlerinin politikayla uzaktan yakından alakası yok. Politika bir kamplaştırma ,ayrıştırma,hır çıkarma, gerginlik yaratma, aymazlık sanatı değildir. Tıpkı demokrasinin sokaklara dökülüp ,ellerine geçen her şeyi yakıp yıkan kalabalık azgınlığı olmadığı gibi. Tıpkı ifade özgürlüğünün insanların her şeye ve herkese karşı ağızlarına gelen her sözü söyleyememesi gibi.

      Bu gün bir bardak suda fırtına koparmaya çalışan siyasetçiler büyük bir yanılgının içindedirler. O siyasetçilerin peşine düşmüş,onlardan kurtuluş bekleyen sıradan bireylerin oluşturduğu yığınlar daha büyük bir yanılgının içindedirler. Kendilerine aydın diyen ve politikacıların davranış biçimlerini ya türlü nedenlerle reddetmeyen,öven ya da sanki yaşananların iler tutar yanı varmış gibi ,kaosun yaratıcı tarafları arasında taraf olmaya çalışan kişiler de aynı derecede büyük yanılgı içerisindedirler. Akil bir insanın şu an yaşanmakta olanları anlaması ,içine sindirmesi ve bilinçli ya da bilinçsiz ,yaratılmış olan bu tehlikeli ve ölümcül kamplaşmanın içinde ve kamplardan birinin yanında yer almaya ikna olması mümkün değildir.Ama görülüyor ki milyonlarca insan bu korkunç kutuplaşmanın menziline çekilmiş durumda. Sistem kendi kendini patlatmaya doğru gidiyor , kimse olacakların farkında değil.

       Türkiye Cumhuriyeti devletinin başından beri tepeden inmeci ve demir yumruk karakteristiği bilinen bir şey. Tepeden inmeci yaklaşım oldum olası her zaman vardı ve olmaya da devam edecekti zaten. Ama artık demir yumruk işlerliğini büyük oranda yitirmiş durumda. Artık dünyanın gözleri önünde hiç kimse katliam yapmayı deneyemez bu ülkede .Sistem esir ettiği rehineleri korkuyla durduracak silahı kaybetti. Artık bu ülke de hiç bir kutup yerinde durmayacaktır. Çünkü demir yumruk olmadan bu ülke insanını bir arada ,huzur içinde yaşatmak bu yoğun kamplaştırma faaliyetlerine rağmen mümkün değildir. Bunun en önemli nedeni bir demokrasi kültürünün olmamasıdır. Siyasiler kartlarını maalesef ki aptalca bir biçimde insanları birbirlerine düşürme yolunda kullanıyorlar. Bu sistem çöküp yerini kaosa bıraktığında orta da yönetecek bir sistem bulabilecekler mi?

       Bir diğer konu Türkler ve Kürtler sadece ismen birbirlerine benzemezler. Bu iki halkın birbirleriyle hemen hemen aynı olan bir özelliği vardır ki "savaşçı" olmalarıdır. TSK'nın PKK'yı otuz yıldır bir türlü yenememiş olması, TSK'nın da PKK'nın da yenişememelerine ve onca kayıplarına rağmen bir türlü vazgeçememeleri bunun açık bir göstergesidir. Bunların her ikisi de birer örgüttür. Mantık sınırları içerisinde hareket edebilmeleri gerekir, ki bir çok nokta da bunu yapaliyorlarken maalesef konu birbirleri olunca savaşmaktan başka mantıklı bir yol akıllarına gelmemektedir. Dünyanın en savaşçı halklarından olan bu iki halkı birbiriyle savaşacak biçimde germek ve bu gerginlik için siyasilerin can siparane göstermiş olduğu azim ve gayret esasında çok tehlikelidir.Bu sistem bu tehlikenin altından kalkamaz.

       İki kardeş ve dost halkın arasına nifak tohumları serpiştirilmektedir. PKK yavaş yavaş huzur bozucu hiziplerini batıya ve Türkler'in yoğun yaşadığı bölgelere doğru kaydırmaktadır. Çok küçük bir emsal vermek gerekirse , tarihinde hiç bir zaman Kürtçü bir gösteriye ev sahipliği yapmamış bazı büyük şehirlerimizde de BDP'lilerin olaylar çıkardıklarına şahit olmaktayız. Molotoflu, taşlı sopalı bu eylemlerin Türk yoğun bölgelere sıçratılması ve bu yönde gayretlerin artmış olması düşündürücüdür. Bu resmen Türkler'i Kürtler'in üzerine çekmeye çalışmaktır ki, kamplaşma ve hizipleşmenin en tehlikeli boyutudur.PKK'nın ve onun siyasi uzantısı BDP'nin faaliyetlerinde ki bu evrimi görmemek mümkün değil..Artık sıra iki halkın birbirine düşman edilmesine geldi gibi görünüyor.

        Diğer yandan önemli bir hususta sistemin fedailiğini yapan Kemalist cephe ile çok uzun bir süre sistemin baskısı altında yaşamış dindar cephede  yaşananlardır. Ergenekon ve Balyoz Darbe Planı davalarının ardından meydana gelen reaksiyon ciddi ve manidardır. Bu davalar sadece dokunulmazlara dokunuluyor şeklinde yorumlanamaz. Sistem kendi öz evlatlarını yutmaya başlamıştır. Sistemin öz evlatları artık babalarından sıkılmaya başlamışlardır. Bir yerde sistem çıldırmaya doğru gitmektedir.Bunun çok sayıda somut örnekleri mevcuttur. Laiklik, Atatürk milliyetçiliği, Atatürkçülük vs gibi kavramlarla özdeşleşmiş CHP delegasyonunun bütün bir seçim çalışmaları boyunca bu kavramları özellikle kullanmamaya özen göstermesi düşündürücüdür. TSK'nin Erbakan'ın cenazesine gönderdiği çelenkte hakeza aynı kefededir. Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin laik anayasasından ve kanunlarından rejimin iflah olmaz savunucuları olan ,moda tabirle ulusalcı denen kesimin  en çok şikayet eder hale gelmeleri rejim açısından inanılması güç bir hadisedir. .Diğer yandan çok uzunca süreler sistemin tüm baskılarına göğüs germiş , rejim tarafından kendilerine yapılan her türlü aşağılamaya tahammül etmiş , büyük bir sabır ve engin bir fedakarlıkla , silahlı yollara başvurmaktan kaçınmış ve kendisini yine çok çetin yollarla politik arenaya dahil etmiş, müslüman dindarlar   artık rol değiştirmişlerdir. Bir zamanlar yargılananlarken artık yargılayan durumundadırlar. İnançları gereğince hiç benimsememelerine rağmen uzlaşmalarının mümkün olmadığı rejimin ekipmanlarını kendilerine bunca zaman kan kusturanlara karşı kullanmaktadırlar. Bu kullanış rejimin asıl taraftarlarını rejimden soğumuş hale getirecektir hiç şüphesiz.

        Türkiye devlet sisteminde paradigmalar beklenmedik biçimlerde ve hızlarda değişiyor. Dünün "üç beş çapulcusu" PKK artık meclisin meşruiyetini belirleme iddiasında. Dünün ezilmiş ,aşağılanmış dindarları bu gün liderleri eliyle paşalara hükmetmekte. Dünün Kemalistler'i bu gün Kemal ismini korkarak anmakta. Dünün bölücü başısı bu gün müzakerelerde. Dün neyse aynı kalan ve hiç yer değiştirmeyen tek kesim komünistler ve onlarda en azından şu an için adet olarak ihmal edilebilir seviyede.Buna karşılık darbe yollarıda en azından şimdilik pek açık görünmüyor. Sistem ana kolonlarını ,kirişlerini kaybediyor. Kazan kaynamakta ve bu kazanda sanki kaynayan sadece buharlaşıp yok olacak su değil.Önümüzde ki çeyrek yüzyıllık süreç Türkiye Cumhuriyeti'nin üzerinde durduğu çok kırılgan zemin açısından çok farklı gelişmelere gebe gibi görünüyor. Deprem öncü sarsıntılarını çoktan gerçekleştirdi ve tsunami belirtileri artık gün gibi aşikar. Kavgaların ortasında heba olup gitmemek adına artık bu ülke vatandaşlarının öz duruşlarını kontrol etmenin zamanıdır. Fırtına yaklaşmaktadır.Deniz bitmiştir. Her şeyin hayırlısı...

2 yorum:

  1. Self-control... The storm is over
    It's the only thing I understood, jajaja!
    Many kisses my friend :)

    YanıtlaSil
  2. http://www.simplystyling.de/Gifsalle/Happy%20Weekend/week_56.gif
    Many kisses :)

    YanıtlaSil