Ve Allah (C.C) buyurdu ki:

İMAN EDEREK SALİH AMEL İŞLEYENLERİN HATALARINI AND OLSUN Kİ ÖRTERİZ VE ONLARI YAPTIKLARI AMELLERDEN DAHA GÜZELİ İLE MÜKAFATLANDIRIRIZ. (Ankebut, 7)

GÜNÜN SÖZÜ

İNSANLARA MERHAMET ETMEYENE ALLAH (C.C)MERHAMET ETMEZ...
Hadis-i Şerif

DUR!BURADAN ÖTEDE RİSK VAR!!!

HOŞGELDİN...AMA BURADAN SONRASI SENİN İÇİN HOŞ OLMAYABİLİR...DİKKATLİ OL...
Ben bir miktar suydum,
Yatağımı arıyordum,
Bulacaktım ama;
İzin vermediler,
Kim mi?
Herkes...

21 Haziran 2011 Salı

STOCKHOLM SENDROMU;YOK ARTIK!!!



     Sonunda bu da oldu. Milyonlarca insana bir ruh hastası demedikleri kalmıştı , onu da dediler, kurtuldular.Hayırlı uğurlu olsun vatana millete. CHP'ye bol muhalefetli günler artık bundan sonra.

     Gözünü iktidar bürümek böyle bir şey sanırım. Önceleri bu işleri kendileri yapmazken,halka hakareti üçüncü ağızlara ya da kalemşorlere bırakırken artık iktidarsızlık beyinlerine vurmuş olacak ki ağızlarının kontrolünü kaybettiler. Şimdi de izah etmeye çalışıyor beyfendiler, " biz o terimi yüzde ellinin tamamı için değil, bir kısmı için kullandık."

      "Gözünüzü iktidar doyursun." Söylenecek daha da bir şey yok bu şahıslar için.

       Türkiye'ye ve Türk Halkı'na demokrasiyi ve siyasal tercih hakkını çok gören bir zihniyettir bu. Bu zihniyetin kökleri Osmanlı'nın başlangıç dönemlerine kadar gider.Türkler için konuşursak daha eskilere de..İnsanlar arasında adı konulmuş bir sınıf ayrımının olmadığı Osmanlı Toplum yapısı aslında aslında tam olarak elitizm esasına dayanıyordu. "Avam" kavramı sıradan vatandaşlar olarak büyük bir kesimi ifade ediyordu. Avam tabakası cahildi ve devlete kesin olarak muhtaçtı. Devlet onlara yaşama şansı veriyor ve devlet ricali "eğer kendileri olmazsa bu insanların birer hiç" olduğuna inanıyorlardı. Bir yandan da padişah mutlak otoriter idi ve bu iddiasını mutlak bir biçimde sürdürebilmek için en büyük ihtiyacı  avamın çokluğuydu. Bunun için küçüklük teşfik edilirdi. Güçlenmek,mal biriktirmek, çok zenginleşmek gibi büyümeyi  ifade eden kavramlar dışlanırdı. Bu türden kişiler "ekabir" olarak nitelenir ve dikkatle izlenirdi. Bu gün bu ülke de yaşayan insanlar bir topluluğu ifade ediyorsa bu topluluğun bilinç altı Osmanlıdır. Bu bilinçaltını değiştirmek çok uzun süreçlere mal olur. Yok edip yerine yeni bir bilinç altı elde etmek ise mümkün değildir.

      Osmanlı zamanının şartları içerisinde ,bu sistemle ,bütün iç enerjisini tepeye kanalize edip, ortaya çıkan kuvvetle üç kıta da adından söz ettirmiş bir büyük cihan devletiydi şüphesiz. Bu günkü Türkiye ise çok farklı bir noktadadır.Kafa olarak hala bir takım eskilikler bulunsa da şartlar ve yaşam artık çok farklıdır.

     Türkiye artık devlet idaresinde demokrasi oyununu seçmiştir.Bu çok makul bir seçimdir. Demokrasiye karşıysanız ,ki bu da hakkınızdır, saygı duyulur, sorun yok ama bunu açıkça dillendirmelisiniz. Hem demokrat olup hem de Stokholm Sendrom'u örneği vermek bir çelişkidir. Bu çelişki sizi olduğunuz yerde saydırmaya devam eder bir siyasi parti olarak.

     

3 yorum:

  1. STOCKHOLM SYNDROME: NO LONGER?
    Well, I'm here again for hug you jajajaja!
    Many kisses my friend :D

    YanıtlaSil
  2. Wellcome to my blog Mary.

    You are available in my words and this is so logical.

    You will be here again and i will be again there. Forever.

    This situation is unique.

    Welcome to my life my friend...

    Many kisses too..

    YanıtlaSil
  3. Chissst... Chisssst... I'm fine my friend. and you?
    Today at night in Spain celebrate the summer solstice... It's like a beach party with bonfires where symbolically burned everithing bad the last year. I don't know if I mean...
    Well, many kisses from me to you :)

    YanıtlaSil